Açıklama
AÇIK KÖKLÜ SULTANİ ÇEKİRDEKSİZ ASMA FİDANI
Açık Köklü Sultani Çekirdeksiz Üzüm Fidanı
-Etli, az asitli, çekirdeksiz beyaz üzümdür.
-Manisa ve Denizli taraflarında sofralık ve kurutmalık yaygın olarak yetiştirilir.
-Ancak son yıllarda şarap yapımında da kullanılmaktadır.
-Manisa’da, Akdeniz ikliminin etkisi altındaki 200 m. yüksekliğindeki oldukça verimli kumlu topraklarda yüksek telli terbiye sistemi uygulanarak dikilmiştir
-Denizli’de, yine verimli killi topraklarda yetiştirilir.
-Yuvarlak çekirdeksiz ile birlikte Ege Bölgesi bağlarının yarıdan fazlasını oluşturan, dünyaca meşhur mükemmel kaliteli kurutmalık bir çeşittir.
-Sofralık olarak da değerlendirilmektedir.
-Bu durumda tanelerinin irileşmesi için hormon atılır, bilezik alınır ve salkım seyreltmesi yapılır.
-Tanelerin salkıma bağlantıları zayıf olduğundan pazara ulaşıncaya kadar tanelenme yapar.
-Omcaları kuvvetli gelişir.
-Bu yüzden budamada fazla göz bırakılmalıdır.
Karışık budanır.
-İnce kabuklu ve beyaz renklidir.
Anadolu’nun asmanın ana vatanı olduğu ve bağcılık tarihinin M.Ö. 3000 yıllarına kadar gittiği söylenmektedir. Yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bulgular da Anadolu’da yer almış medeniyetler için bağcılık ve şarapçılığın bir yaşam biçimi olarak geliştiğini göstermektedir. Binlerce yıllık tarihsel süreçte üzüm efsanelere konu olmuş, Anadolu da toplumsal yaşamı oluşturan geleneklerin ve beslenmenin en temel öğesi olmuştur. Bu nedenle bereket ve uğur sembolü sayılmıştır.
Kurutmalık, sofralık ve şaraplık olarak yetiştirilen ve tüketilen çok sayıdaki üzüm çeşidimiz arasında “Sultani Çekirdeksiz” üzümün (Sultaniye) çok özel bir yeri vardır. Bir rivayete göre 17. YY sonlarında Ege Bölgesi ‘nin Gediz Havzası ‘nda bir bağda dolaşan bağcı asmasının birinde değişik bir üzüm görür ve bunun çekirdeksiz olduğunu anlayınca bu asmayı özenle çoğaltarak yayılmaya başlamasına sebep olur.
Ege Bölgesi ’nde geniş alanlarda yetiştiriciliği yapılan Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi bugün artık hem iç tüketim hem de ihracatımız için önemli bir yere sahiptir. Sultani Çekirdeksiz üzümün büyük bir çoğunluğu kurutmalık olarak değerlendirilmekte iken, yaş tüketim ise gün geçtikçe artmaya yeni pazarlar açılarak daha fazla talep edilmeye başlanmaktadır. Fakat tüm dünyada ve özellikle Avrupa ülkelerinde tüketici bilincinin gelişmesi ve gıda güvenliği üzerinde daha hassas hale gelinmesi tarım ürünlerinin yetiştirme teknikleri ve uygulamalarının sorgulanmaya başlamasına neden olmuştur. Bu düşünce doğrultusunda Avrupa Ülkeleri Gıda Perakendecileri Grubu tarafından 1999 yılında kendi toplumlarının sağlıklı tarımsal ürün ihtiyaçlarını temin etmek amacıyla bu ülkelerde yetiştirilen ve dışarıdan ihraç edilen tarımsal ürünlerde aranan standartları belirleyen bir protokol hazırlanmıştır. Türkçe karşılığı “İyi Tarım Uygulamaları”dır. Bu, sürdürülebilir tarımda yetiştirme uygulamaları
Asma hemen hemen birçok toprak tipinde yetişebilir, hatta gelişme gösteremeyeceği toprak tiplerinde bile o toprağa uygun anaçlar üzerine aşı yapılarak yetiştiricilik yapılabilir. Bir bağ tesisi kurulmadan önce asmanın ekolojik isteklerinin iyi bir şekilde bilinmesi gerekmektedir.
Sıcaklık: Asma, gelişme devresi oldukça uzun olan bir bitkidir. Günlük sıcaklık ortalaması +10 °C üstünde olması gerekir. Sonbaharda sıcaklık ortalaması bu değer altına inene kadar gelişmesini sürdürür.
Güneşlenme: Işık asma gelişmesi, fotosentezi ve tane deki renk oluşumu için önemlidir. Güneş ışınları güney ve güneybatı kesimlerine daha dik açıyla geldiği için buralara meyilli yerlerde oluşturulan bağ tesisi daha fazla güneşlenecek tir. Genel olarak asmanın güneşlenme ihtiyacı 1300 saattir.
Yağış: Asmanın su ihtiyacının karşılanmasında en önemli yere sahiptir. Asma kökleri derine gittiği için kurak bölgelerde bile yetiştiriciliği yapılabilinir. Fakat asmanın ortalama yıllık 500-600 mm ’ lik yağışa ihtiyacı vardır. Bu yağışların yıl içerisindeki dağılımları da bir o kadar daha önemlidir. Kış ve ilkbaharda yağan yağmur asma için ne kadar yararlı ise vejetasyon periyotu sonunda hasat devresinde meydana gelen yağışlar da o kadar zararlıdır. Olgunlaşmayı geciktirmekle beraber sultani çekirdeksiz de çatlamalara ve saprofit mantarların oluşmasına neden olur. Bu da ürün kaybı demektir.
Don: Yıl içerisinde üç şekilde dona maruz kalma olabilir. Kış donları, erken sonbahar donları ve geç ilkbahar donları. Ege’de özellikle geç ilkbahar donlarından dolayı büyük zararlar yaşanmaktadır. Asmanın yeşil sürgünleri ve çiçek somakları -10°C’ nin altında zarar görmektedir. Bu nedenle uyanma dönemi başlangıcında meydana gelen ve sık sık tekrarlayan ilkbahar geç donları bağcılığı sınırlayan en önemli faktördür.(M. Altın)
Bu bilgiler ışığında bağ tesisi kurulacak yeri tayin ettikten sonra toprak analizi yaptırarak toprağımızın uygun olup olmadığına karar veririz. Eğer uygun değilse hangi anaç ile yetiştiricilik yapılabileceğine bakılır ve uygun anaç seçimi yapılarak dikim gerçekleştirilir.
Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi uzun sürgün yapısı ve geniş yaprak alanına sahip olduğu için sık dikim önerilmez. Çünkü gelişen asmanın yeşil aksamı yeterli hava akışına sahip değilse bir çok mantari hastalıklara hassas hale gelir ve bu da ürün kaybı demektir. Yapılan çalışmalar bize göstermiştir ki Sultaniye üzümü için en ideal dikim sıklığı; sıra arası 3 m, sıra üzeri 2 m dir Böyle bir dikim yapıldığında dekara toplam 166 adet asma fidanı düşmektedir. Bağ tesisi dikim ile bitmez; daha sonra terbiye sistemi oluşturulmalıdır. Terbiye sistemi fidan dikimi ile birlikte yapılabilineceği gibi dikimden 1- 2 yıl sonra da yapılabilinir. Ülkemizde bir çok terbiye sistemi kullanılmaktadır. Bu terbiye sistemleri hakkında bilgi dergimizin ilk sayısında ayrıntılı verilmiştir.
Sultani Çekirdeksiz üzüm güneşi çok sever; hatta eski Yunanda asmaya “Güneşin Oğlu” denirmiş. Fakat asmanın yeşil aksamı için güneş ne kadar faydalı ise salkım için de o kadar zararlıdır. Direkt güneş ışığına maruz kalan salkımda tane gelişimi zayıflar ve taneler üzerinde yanıklar oluşur. İşte tüm bu olumsuzlukları ortadan kaldıran ve aynı zamanda en uygun güneşlenmeyi sağlayan terbiye sistemi yapılan çalışmalarla bulunmuştur. Peki bu hangi sistemdir? Yıllardan beridir ülkemizde en yaygın kullanılan T sistemi ne yazık ki değildir. Bu sistem V sistemidir.